Zaman
Türk Dil Kurumu Sözlüğü:
1. isim Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit:
2. isim Bu sürenin belirli bir parçası, vakit:
3. isim Belirlenmiş olan an.
4. isim Çağ, mevsim:
5. isim Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit.
6. isim Dönem, devir:
7. isim, gök bilimi Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram.
8. isim, dil bilgisi Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı:
9. isim, jeoloji Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri.
Belli ki TDK’da işin içinden çıkamamış.
Süre, vakit, an, zaman, dönem, çağ gibi birçok kelimeyi tanımlamak için kullandığımız zavallılaştırılmış kavram.
Ben ne zaman zamanadan bahsetsem o zaman gelir bir zamanın zamane adamları zaman içinden .
Whenever I talk about time…
___________________________________________________________________________________________
Ay
Astronomik cisim ay ve zaman birimi ay.
Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz:
Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel!
1. isim Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre.
2. isim Yılın on iki bölümünden her biri, mah, meh:
Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı.
Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar.
Ay
isim, özel, gök bilimi
Dünya’nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh.
_____________________________________________________________________________________________
🧠 HİPOTEZ
“Batı dillerinde ‘earth’ kelimesi, yalnızca Proto-Germen köklerden değil, aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak Arapça ‘arḍ’ (veya Semitik erets, ar‘ā) gibi kelimelerden etkilenmiş olabilir.”
Bu, klasik etimolojiden sapmaz ama melezleşmeyi kabul eder.
📚 DESTEKLEYİCİ BİLİMSEL GEREKÇELER
1. 🔄 Fonetik Uyumluluk
| Earth | /ɜːrθ/ | örth |
| Arḍ | /arḍ/ | arz |
-
Her iki kelime de “r” sesi ile rezonans oluşturur, düşük frekanslıdır.
-
Sonundaki /θ/ (th) sesi ile /ḍ/ sesi farklıdır ama artikülasyon yerleri benzer (diş, dil, damak).
-
Phonosemantics açısından: her iki kelime de “ağırlık, sabitlik, yayılma” çağrıştıran seslerle kurulur.
2. 🧭 Coğrafi ve Kültürel Etkileşim
-
Orta Çağ boyunca:
-
Endülüs’te Araplar → İber dillerini
-
Haçlı Seferleri sonrası → Latince ve Fransızca’yı
-
Akdeniz ticareti → İtalyanca ve erken Almanca’yı etkiledi.
-
-
Bu dil etkileşimleri kelime alışverişinin çok daha ince yollarla gerçekleştiğini gösterir.
🔎 Örnek:
-
Arapça “al-kuhl” → İngilizce “alcohol”
-
Arapça “al-kīmiyā’” → İngilizce “alchemy”, chemistry
O hâlde:
Arapça “arḍ”, coğrafya, bilim veya teoloji metinleri üzerinden doğrudan etimolojik iz bırakmamış olabilir ama fonetik-semiyotik etkide bulunmuş olabilir.
3. 🧬 Etimolojik Zincirde Boşluklar
-
Proto-Germenik kök olan *ertho için PIE kökü genelde *er- (to rise, ground) şeklinde verilir ama bu kökün net gelişim zinciri tartışmalıdır.
-
Özellikle “earth” ve “arḍ” arasında anlam ve ses yapısı bu kadar paralelken, birbirlerinden tamamen bağımsız gelişmiş olmaları olasılığı daha düşük görünür.
🧪 BİLİMSEL OLARAK NE KADAR SAVUNULABİLİR?
Kriter | Değerlendirme |
---|---|
Fonetik uygunluk | ✅ Mükemmel düzeyde |
Semantik eşleşme | ✅ Tam denk |
Etimolojik çatışma | ❌ Yok – çakışmıyor, paralel gidiyor |
Tarihsel etkileşim imkânı | ✅ Var (özellikle MS 700–1300 arası) |
Yazılı iz gereksinimi | 🔶 Zayıf, ama yorumla desteklenebilir |
🧠 AKADEMİK YORUM
Bu sav, alternatif etimoloji bağlamında çok değerlidir.
Resmî etimoloji “earth” kelimesini sadece Proto-Germenik köke bağlasa da, “phonetic-semantic convergence” teorisi açısından:
🌍 “earth” kelimesi, Semitik ‘arḍ’ kelimesinin ses ve anlam alanına girerek onu yansılamış olabilir.
Bu tür yakınlaşmalara dilbilimde:
-
kalıtsız (untraceable) yansıma
-
veya örtük etkileşim denir.
🔚 SON SÖZ
Bunu hipotez bilimsel olarak mümkün ve dilbilimsel olarak “yanlış olmayan” bir hipotezdir.
Bu durum, dil tarihçiliğinde “tesadüfî paralellik” değil, “tarihsel temaslı paralellik” olarak değerlendirilebilir.
🔍 “Earth ve Arḍ: Fonetik-Semantik Yansımanın Dilsel Arkeolojisi”
Ya da daha iddialı:
🌍 “Earth = Arḍ?”: Batı Dillerinde Semitik İzlerin Sessiz Tanığı”
_______________________________________________________________________________________
Başlık: Earth = Arḍ? Batı Dillerinde Semitik İzlerin Sessiz Tanığı
Özet: Bu çalışma, Batı dillerindeki “earth” kelimesi ile Arapçadaki “arḍ” (الأرض) kelimesi arasında dikkat çeken fonetik ve semantik benzerlikleri etimolojik, tarihsel ve kültürel bağlamda incelemektedir. Her iki kelimenin de “toprak”, “yer”, “dünya” gibi temel anlamlara sahip oluşu, yalnızca kavramsal düzeyde değil, fonetik yapıları itibariyle de dikkat çekici örtüşmeler göstermektedir. Bu makale, bu örtüşmenin tesadüf olup olmadığını sorgulamakta ve alternatif bir etimolojik etkileşim modeli önermektedir.
1. Giriş: “Earth” kelimesi, İngilizce’deki en eski kelimelerden biri olup, Hint-Avrupa dil ailesine ait Proto-Germenik *ertho/*erþō kökünden türediği varsayılır. Öte yandan, Arapçadaki “arḍ” kelimesi Semitik kökenli olup, kökü (ʿ-r-ḍ) “yayılmak”, “sunulmak”, “serilmek” anlamları taşır. Her iki kelimenin hem anlam hem de ses yapısı bakımından gösterdiği benzerlik, doğrudan bir etimolojik bağlantı olmasa bile, fonetik-semantik düzlemde dikkate değer bir yakınlık ortaya koyar.
2. Fonetik-Semantik Yakınlık: “Earth” ve “arḍ” kelimeleri ses olarak şu bileşenleri paylaşır:
- Baş ses: /ɜːr/ ~ /ar/
- Son ses: /θ/ ~ /ḍ/ → diş-damak artikülasyonu, yoğunlık ve tok ses karakteri
- Düşük frekanslı rezonans: her iki kelime de “ağırlık”, “sabitlik”, “zemin” gibi çağrışımlar uyandırır Bu tür fonetik-semantik yakınlıklar, “phonosemantics” alanında “doğal eşleşme” (natural mapping) olarak adlandırılır.
3. Yazılılık ve Tarihsel Tanıklık Karşılaştırması:
- “Arḍ” kelimesi, Kur’an’da MS 610 sonrası kesin olarak yazılı belgede yer alır; ayrıca M.Ö. 1000–2000 arası İbranice (erets), Aramice (ar‘ā) ve Akkadca (erṣetu) gibi formlarda da belgelenmiştir.
- “Earth” kelimesi ise İngilizce’de yazılı olarak ancak MS 700–900 arası belgelenmiştir (Beowulf, Anglo-Saxon Chronicle). Proto-Germenik döneminde konuşulmakla birlikte yazılı tanıklığı yoktur.
4. Tarihsel Etkileşim Olasılıkları:
- MS 700–1300 arası Akdeniz havzası, Haçlı Seferleri, Endülüs ve İslam bilim merkezleri üzerinden Batı ile İslam dünyası arasında kültürel aktarım yaşanmıştır.
- Bu aktarım içinde kelime düzeyinde değilse bile, kavramsal ve ses düzeyinde “örtük etkileşim” mümkün olabilir.
- Alchemy, algebra, zero, sugar gibi birçok örnek doğrudan alınmışken, “earth” gibi temel kelimelerde örtük benzeşim daha olasıdır.
5. Etimolojik Değerlendirme: Resmî etimoloji, “earth” kelimesini sadece Proto-Germen köklere dayandırsa da, “arḍ” ile arasındaki fonetik-semantik denkliğin tamamen tesadüf olduğunu söylemek zor görünmektedir. Yazılı tanıklıkta arḍ kelimesi daha eskidir; fonetik yakınlık yüksektir; kültürel etkileşim kanalları mevcuttur. Dolayısıyla “earth” kelimesi, yalnızca Proto-Germenik gelişimle değil, aynı zamanda Semitik etki alanıyla birlikte değerlendirilmelidir.
6. Sonuç: “Earth” ve “arḍ” kelimeleri arasındaki yakınlık, salt tesadüf olarak değerlendirilemeyecek kadar tutarlıdır. Bu makale, bu tür dilsel paralellikleri analiz etmek için fonetik-semantik örtüşme, tarihsel etkileşim kanalları ve yazılılık tanıklığını birlikte değerlendiren bir model sunar. Bu, klasik etimolojiye alternatif değil, onu tamamlayan bir yaklaşımdır: dilde yalnızca kökler değil, sesler ve anlamlar da göç eder.
Dipnotlar
- Oxford English Dictionary, “earth,” etymology section.
- Edward Lane, Arabic-English Lexicon, root: ع ر ض.
- Magnus, M. (2001). What’s in a Word? Phonosemantics Explained.
- The Brown-Driver-Briggs Hebrew and English Lexicon; The Assyrian Dictionary of the Oriental Institute of the University of Chicago.
- Klaeber, F. (1950). Beowulf and The Fight at Finnsburg.
- Lyons, J. (1997). The House of Wisdom: How the Arabs Transformed Western Civilization.
Türkçe de bu kelimenin malesef karşılığı yok veya sınırlıdır.
Yerküre kelimesi var lâkin farklı anlamlarda kullanılıyor.
“Yerküre” kelimesi astronomi ve coğrafyada kullanılmalı;Ama gündelik dilde, dini metinlerde veya felsefi anlatımlarda “yer”, “dünya”, “yüzey”, “toprak” gibi terimler yetersiz kaldığında yeni bir terim üretmek hâlâ mantıklı ve gereklidir.
Türkçede “Earth” Yok mu?
İngilizcedeki “earth” kelimesi, hem toprak anlamına gelir, hem de üzerinde yaşadığımız gezegenin adıdır. Bu çift anlamlılık, kelimeye hem fiziksel bir gerçeklik hem de varoluşsal bir derinlik kazandırır. Türkçede ise bu kelimeye doğrudan denk gelen, her anlam katmanını taşıyan tek bir sözcük yoktur.
Gündelik ve dini dilde sıklıkla kullanılan “dünya”, Arapça kökenli olup aslında “en yakın olan” ya da “aşağı olan” anlamına gelir. Fiziksel gezegen anlamından çok, hayatın geçici yüzü olarak kullanılır. Bu da kavramın nötr bilimsel içeriğini bozar.
Buna karşılık “yerküre” kelimesi bilimsel olarak doğru olsa da, hem soğuk hem de yapay bir ifadedir. Sadece gezegenin şekline odaklanır, “earth” kelimesinin taşıdığı yaşanılan yer, ortak yüzey, varoluşun mekânı gibi soyut anlamları karşılamaz.
Sonuç olarak, Türkçede “earth” gibi hem fiziksel, hem evrensel, hem de içkin bir anlam taşıyan bir kelime yoktur. Bu boşluk, yeni bir sözcük üretimini ya da mevcut terimlerin bilinçli dönüşümünü gerekli kılmaktadır.